18 Ocak 2013 Cuma

Jürgen vs. Pep

İlyas Öztürk
Barselona şehri hüzünlü ayrılık mevsimindeyken, Prusya'nın kaotik şehri Dortmund'da üst üste kazanılan ikinci şampiyonluğun zafer sarhoşluğu yaşanıyordu. Ezeli rakip Bayern Şampiyonlar Ligi finali oynamasına rağmen Borussia Dortmund'un gölgesi altında kalmaktan kurtulamamıştı. Barselona'da ise milli takım mahiyetindeki kulübün, kulüp efsanesi görevini bırakacağını açıklıyordu.

Chelsea, Manchester City gibi 'para babası' kulüpleri reddederek Bayern Münih'in başına geçmek sadece hayallerinin sınırı gökyüzü olan insanlara mahsus bir şeydir herhalde. Burada Bayern'in küçümsemem gibi bir şey söz konusu değil. Burada belirtmek istediğim, 'bir şeylere' inanmak. Chelsea'de, PSG'de, Man City'de olmayan 'bir şeyler' bunlar. Vizyon, tarih gibi büyük kulüp olma koşullarının "Financial Fair Play'den nasıl yırtarız abi" diye düşünmekten önce gelmesi gibi bir şeyler. Geleceğin milli takım modeli olan Almanya'nın kadro omurgasının tamamına sahip bir kulübe gitmek de bu vizyonun kulüp vizyonuyla birleşmesinden başka bir şey değildir belki.
Jürgen Klopp üzerine söylenebilecek her şeyi son yıllarda söylediler zaten. Biraz ütopik olacak ama bence Klopp geleceğin teknik direktör modelidir. Dünya futboluna aşama kaydettirecek, seviye atlatacak insanların başında gelmektedir. Avrupa ve Bundesliga'yı aynı anda götürmeyi öğrendiğinde kusursuz bir makineye dönüşecek Borussia Dortmund. O kadar uzun süre kalmama ihtimali de var tabi. Ferguson sonrası Manu ya da Wenger sonrası Arsenal için akla gelen ilk isimlerden biri Klopp. Tabi Liverpool'un belki de ihtiyacı olan şu anda dünyadaki tek teknik adam da olabilir. Her geçen yıl üstüne koyarak ilerlemesini belki FIFA yılın bilmemnesi törenlerinde ödüllendirilmiyor ama tüm bunlar onun hedeflerinde hiçbir şaşma yaşatmadığı kesin. Önümüzdeki sezon yaşanacak rekabet Klopp'u şimdiden motive ediyor büyük ihtimalle. Ve yine kuvvetle muhtemel bu sezon yaşayacağı bir Şampiyonlar Ligi yarı finaliyle önümüzdeki sezon daha da tecrübeli ve daha da hırslı olacağına işaret edebilir.

2013/04 sezonunda en dikkat çekici rekabet El Classico ya da Manchester şehrinin iki yakasında değil, Bundesliga'nın iki köklü kulübünün saha kenarlarında olacağı -en azından benim gibi futbol heyecanını içinde hissedenler için- aşikar.