26 Ocak 2014 Pazar

AVRUPA'DA BİR ZAMANLAR: SALVATORE SCHILLACI


Daha önce nerelerdeydi? Neden bu kadar geç taht kurdu futbolseverlerin gönüllerinde? Ve en önemlisi neden bu kadar erken gözlerden uzaklaşmayı ve futbolu bırakmayı seçti? Salvatore Schillaci… Nam-ı diğer Toto! Yani 1990 Dünya Kupası’na hem golleriyle hem de o 'vahşi' bakışlarıyla damgasını vuran isim.
İtalya 90’ın, dünya kupaları tarihinde her zaman ayrı bir yeri olacak... Arjantin’in Maradonası ve Burruchagası, Almanya’nın Klinsmannı, Moelleri ve Haessleri, İngiltere’nin Gascoignei ve Linekeri, Hollanda’nın Van Basteni, Gulliti ve Rijkaardı vardı.
Ve bir de İtalya… Yarı finale kadar ulaşmış ancak penaltılara giden bir karşılaşma sonunda Maradona’nın Arjantinine elenmekten kurtulamamış, yıldızlarla dolu bir takım. Bu takımda kimler yoktu ki; Zenga, Maldini, Donadoni, Mancini ve hatta Ancelotti. Ancak bu takımda başka bir isim daha vardı ve adını bu turnuvadan sonra tüm dünya ezberledi: Salvatore Schillaci.
O zamanın formaları gibi gösterişten uzak duran bu İtalyan için ‘geç keşfedilmişti’ desek yanlış olmaz. Çünkü 26 yaşında bir Dünya Kupası turnuvasında hem gol kralı olmayı başaran hem de turnuvanın en değerli oyuncusu olmayı başaran bir İtalyanın en iyi ihtimalle 2-3 yıldır Serie A'nın en parlak yıldızlarından biri olması gerekirdi. Ama Schillaci için işler böyle değildi. 1988-89 sezonunda Serie B’de Messina forması giydiği sırada takımın başına geçen bir Çek taktisyen -ki bu isim Zdenek Zeman oluyor- sayesinde gol olup yağan 25 yaşındaki Toto, attığı 40 küsür gol sayesinde ertesi sezon Serie A’ya Juventus formasıyla ayak basıyordu. O sezonda yakaladığı dikkat çekici performans ona milli takım kapılarını da açtı. İtalya’nın ev sahipliği yaptığı turnuva sayesinde dünya futbolu yepyeni bir yıldız kazanacaktı...