Oysa ne güzel hayallerimiz vardı mayıs ayının 23'ünde söke söke aldığımız kupanın kutlamasını Saraçoğlu'nda izlerken. İlk 11'de 10 milli takım oyuncusu vardı, milli takımında oynamayan tek isim de kulüp efsanesi Alex de Souza'ydı sadece. Bir de bu kadronun üstüne daha da fazla takviye yapılacak, UEFA'dan, yayıncı kuruluştan, TFF'den ve sponsorlardan gelen paralarla yaklaşık 100 milyon dolarla Türkiye'de şampiyonluklara Avrupa'da ise büyük başarılara imza atacaktık. Ama olmadı. Aldılar hayallerimizi elimizden. Daha ilk duruşmalarda paçavraya çevrilen bir iddianemeyle, kurgulanmış tapelerle, bilinçaltlarınaki nefretlerle, yıllarca saha içinde acı çektirdiğimiz herkes deyim yerindeyse çıldırmış, ağızlarından köpükler saçarak kuduz köpekler gibi üstümüze geldi. Ciğerlerini satsanız üç kuruş etmeyecek adamların söylediği laflara eğik başlarımızı kaldırarak cevap bile veremedik. "Biz şike yapmadık", "niye tutuklu futbolcu ya da hakem yok", "kulüp bütçesinden açıklanamayan tek kuruş bile yok neyle şike yaptık" sözlerimize aldığımız karşılıklar daha da alçakçaydı. Medya tarafından linç edilmeye başlandık. Devlet tarafından statları yapılan, örtülü ödenekten milyonlarca dolar söğüşleyen, ödeyemedikleri vergileri yine devlet tarafından temize çekilen kulüplerin taraftarları kanıtlanmış bir suç yokken ana avrat küfretti yöneticilerimize. İddianamenin daha ilk duruşmada delik deşik edildiğini yarım asırlık Galatasaray kongre üyeleri bile kabul etti artık.
Madem saha dışına bakmayı seçiyorlar biz de saha dışına bakmaya devam edelim o zaman. Aylardır sayısız defa buluşan TFF ve UEFA neler konuşuyorlar acaba? Her buluşmalarında Fenerbahçe mi var? Varsa ne şekilde? UEFA'nın Fenerbahçe'yi önümüzdeki sezon da Şampiyonlar Ligi'nde istemediği açık ama ligin gidişatı Fenerbahçe'nin bir şekilde ligi ilk ikide bitirip Play-off'lara avantajlı bir şekilde gireceğini gösteriyor. Yani Şampiyonlar Ligi bileti için gişelerin önünde sıraya girmiş vaziyette. Bir defa daha soralım o zaman: TFF ve UEFA neler konuşuyor? Biraz geri çekilelim ve büyük resme bakalım: her hafta saha içinde tekme tokat dayak yiyen bir Fenerbahçe ve bunlara sesini çıkarmayan hakemler (Bu akşamki Eskişehirspor maçında Eskişehirsporlu futbolculara çıkarılmayan minimum 10 sarı kart! Alper Potuk adlı futbolcuya çıkarılmayan sarı kart sayısı 6!! Geçen hafta Sivassporlu Enaramo'nun görmesi gereken minimum 5 sarı kart!!! Ondan öncekii hafta Karabükspor maçında yine dörder beşer sarı kart alması gereken oyuncular vardı ancak rakip takımlar hiçbir zaman eksik kalmıyor ve dövüş sporlarına tam gaz devam ediyorlar !!!!). Şimdi daha büyük resmi gördüysek bir kere daha soralım: TFF ve UEFA neler konuşuyorlar? Yanıt gayet basit: UEFA, Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nde görmek istemiyor ve bu nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin pek de umurunda değil.
Saha içini konuşalım dediğimizde kaçanlara cevabımdır bu yazı: Alın size saha dışı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder